RAMAZAN AYINDA SAĞLIKLI BESLENME
03 Kasım 2020


Ramazan sağlıktır. Ancak yeterli miktarda sıvı tüketilmemesi, az miktarda besin alınması veya tam tersi aşırı kalorili gıda tercihleri sağlığın bozulmasına sebep olabilir. Gıda alımının azalması ile birlikte vücut metabolizması daha yavaş çalışır ve bununla birlikte istemsiz kilo artışı yaşanabilir. Bu olumsuzlukları yaşamamak için oruç tutacak kişilerin yeterli ve dengeli beslenme önerilerine uyması gerekmektedir.
Oruç tutarken sıvı ihtiyacının karşılanmasına dikkat edilmelidir. İftar ve sahurda yeterli sıvı alınmazsa su ve mineral kaybı yaşanacağı için, bulantı, baş dönmesi, halsizlik gibi sağlık sorunları yaşanabilir. Sıvı ihtiyacını karşılamak için başta su olmak üzere, ayran, taze sıkılmış meyve suları sık sık tüketilmelidir. Susama hissi olmasa dahi su içilmelidir. 
Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 3 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 17 saat olan açlığı, ortalama 20 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. 
Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılabilir ya da çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salatadan oluşan bir öğün tercih edilebilir. Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile hamur işlerinden uzak durulması uygun olacaktır.
Bu süreçte dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da iftar sofraları için hazırlanan yiyecekler ve bunların tüketim miktarlarıdır. İftar sofralarında bir kişiye yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. İftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemeye başladıktan 15-20 dakika sonra vermektedir. Çok hızlı yemek yendiğinde doyma hissi algılanmadığı için bu süre zarfında fazla miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilir ve bu durum hem sağlık açısından risk oluşturabilir hem de ilerleyen günlerde kilo alımına zemin hazırlayabilir. Bu nedenle iftara peynir, domates gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanmalı, 10-15 dakika mola verdikten sonra sebze yemeği, et yemeği ya da salata ile devam edilmelidir. Bol kalorili besinler ve hızlı yemek yerine sindirimi kolay olanlar tercih edilmeli, yemekler yavaş yenmelidir. 
Tatlı olarak şerbetli, yağlı, unlu tatlılar gibi ağır olanlar yerine, sütlaç, güllaç, muhallebi gibi sütlü, meyveli hafif tatlılar ve meyveler tercih edilmelidir.
Oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı, ancak bazı hastalıklarda (şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği vb.) veya özel durumlarda (hamilelik ve emziklilik) olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları önemlidir.
Tüm halkımıza hayırlı Ramazanlar dilerim.
Dr. Ertan DEĞİRMENCİOĞLU
İl Sağlık Müdürü