Robert Koch tarafından M.tuberculosis
basilinin keşfedildiği ve hastalığın teşhis ve tedavisinin yolunu açan 24 Mart
1882 gününe ithafen her yıl “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü’’ olarak anılmaktadır.
Dünya
nüfusunun yaklaşık dörtte biri tüberküloz basili (Mycobacterium tuberculosis)
ile enfektedir. Bu insanların %10’unda yaşamlarının bir döneminde tüberküloz
hastalığının ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Tüberküloz çoğunlukla ekonomik
olarak üretken yaş grubundaki erişkinleri tutmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz
2018 Raporu”na göre dünya genelinde tüberküloz görülme sıklığı (insidans) ve
tüberkülozdan ölümler düşmektedir. Dünya genelinde 2017 yılında 10 milyon yeni
tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır. Bunların yaklaşık 6 milyonu erkek, 3
milyonu kadın ve 1 milyonu çocuktur (15 yaş altı). Dünya genelinde 2017 yılında
1,6 milyon insan tüberkülozdan hayatını kaybetmiştir (HIV+TB hastalarında 0,3
milyon ölüm bu sayının içindedir). Tedavi edilmezse tüberküloz hastalarında
ölüm oranı yüksektir. Yapılan çalışmalarda tedavi edilmeyen akciğer TB
olgularının %70’inin 10 yıl içinde hayatını kaybettiği saptanmıştır. Dünyada 2010-2016 yılları arasında TB
tedavisi ile 53 milyon hayat kurtarılmıştır.
Türkiye’de tüberküloz görülme sıklığı
(insidans) her yıl yaklaşık %4-5 oranında azalmaktadır.
2017 yılı verilerine göre
Türkiye’de Tüberküloz olgu sayısı 12.046 , insidans 100 binde 14,6 ‘dır.
Tüberküloz basili hava yolu ile bulaşır.
Basilin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve
larinks tüberkülozu olan hastalardır. Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile
ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Basil kaynağı
(TB hastası) ile karşılaşma süresi, ortamın genişliği ve havalanması basilin
bulaşmasında önemlidir. En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma
arkadaşlarına bulaşma olur. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır.
Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur.
Tüberküloz enfeksiyonu ve tüberküloz
hastalığı birbirinden farklıdır. Tüberküloz enfeksiyonu vücutta tüberküloz basilinin sessiz durduğu ve adeta
hapsedildiği bir durumdur. Tüberküloz
enfeksiyonu basilin vücuda girmesinden sonra 8-10 haftada tüberkülin deri
testinin (TDT) pozitifleşmesi ile kendini gösterir.Tüberküloz hastalığı;
tüberkülozla ilgili klinik belirti ve bulguların ortaya çıktığı duruma denilir.
Hastalığın gelişmesine yol açan, vücut direncini düşüren, bağışıklığı etkileyen
hastalıklar ve etkenler vardır. HIV/AIDS vücut direncini en çok düşüren
hastalıktır. Bunun dışında başta diabetes mellitus, kronik böbrek yetmezliği,
bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, silikozis olmak üzere bazı
kronik hastalıklar da vücut direncini düşürür. Bebeklerde ve yaşlılarda vücut
direnci düşük olduğundan hastalığa yakalanma riski fazladır.
Tüberküloz hastalığı saç ve tırnak hariç tüm doku ve
organları tutabilir, tuttuğu doku ve organa göre bulgu ve belirti gösterir,
ancak en çok akciğerlerde görülür (%60-70). Hastalığın tuttuğu
diğer organlar arasında en sık görülenler; plevra, lenf
bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarıdır (menenjit).
Tüberküloz hastalığının belirtileri ;Genel yakınmalar: Halsizlik,
iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, ateş, gece terlemesi vb.
olabilir. Solunum sistemi yakınmaları: Öksürük, balgam, öksürükle kan
tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır. Larinks tüberkülozu ses
kısıklığı yapabilir. Diğer organları
tutan tüberküloz hastalığında ilgili organa ait bulgular olabilir
(lenfadenopati, hematüri, eklemde şişlik vb.).
İki- üç haftadan uzun süren ve non-spesifik
antibiyotik tedavisi almış olmasına rağmen klinik yanıt alınamayan öksürükte
tüberküloz hastalığından şüphelenmek gerekir.
Tüberküloz
hastalığının kesin tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur.
Basilin mikroskopta gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi gereklidir. Hastanın
semptomları ve röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Semptomlar
yavaş gelişir. Tüberküloz tanısında
kullanılan deri testi (TDT) vücutta mikrobun olduğunu gösterir. Enfeksiyon veya
hastalık olabilir. Bu konudaki değerlendirmeyi ilgili doktor yapar.
Ülkemizde
tüberküloz tedavisi ücretsizdir. İlimizde Verem Savaş Biriminde ve hastanede
standart tüberküloz tedavisi uygulanmaktadır. Tedavide kullanılan bütün ilaçlar
verem savaş biriminden ücretsiz verilir.
Tedavide
verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı
tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak
için her doz ilacı bir sağlık personelinin veya başka bir görevlinin
gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT)
denilir. Tedavinin Verem Savaş Biriminde ya da hastanede başlanması gerekir.
Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana
kadar özenle sürdürmek gerekir.
Tüberküloz
tedavisinde ilaçlar eksik ya da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez,
tedavisi güçleşerek dirençli tüberküloz gelişebilir. Özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz
(ÇİD-TB) (İzoniyazid ve Rifampisin’e direnç) tüm dünyada önem arz etmektedir.
Dirençli
tüberkülozun daha ileri aşamasında bazı ikinci seçenek ilaçlara da direnç
gelişmektedir, bu duruma yaygın ilaç direnci denmektedir (YİD-TB).
Ülkemizde
dirençli tüberküloz hastalarının tedavisi Ankara Atatürk, İstanbul Yedikule,
İstanbul Süreyyapaşa, İzmir Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi
Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ve bazı üniversite hastanelerinde
yapılmaktadır.
Bulaştırıcı tüberküloz hastası ile aynı havayı
paylaşan ve tüberküloz basiline maruz kalan kişilere “temaslı” denilir.
Tüberküloz hastası ile teması olan kişide enfeksiyon gelişimini önlemek ve
tüberküloz enfeksiyonu olan kişide tüberküloz hastalığı gelişimini önlemek
amacıyla koruyucu ilaç tedavisi verilmektedir.
Tüberküloz hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları Verem Savaş
Biriminde ücretsiz olarak muayene edilir ve gerekli tetkikleri yapılır. Temaslı
muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenler tedavi edilir. Hasta olmayan fakat tüberküloz olma riski
taşıyan kişilere koruyucu ilaç tedavisi verilir. Koruyucu ilaç tedavisi tek ilaçla ve 6 ay
süreyle verilir. Bu tedavinin hastalanmayı %90’a varan oranda önlediği
bilinmektedir.
Verem
Aşısı - Bcg (Bacille Calmette Guerin)
özellikle çocuklarda kanla yayılan ve ağır seyreden tüberküloz hastalığını
(menenjit ve miliyer TB) önlemede etkilidir.
Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere aile
sağlığı merkezleri ve verem savaş biriminde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Aşı
zamanı geçirilirse, 6 yaşa kadar yapılabilir, ancak bu durumda önce tüberkülin
deri testi (TDT-PPD) yapılması gerekir.
Dr. Dursun
KOÇ
İl Sağlık Müdürü